Juilan Opie'yle kısa konuşma

yalnız başına yapılan bir etkinliktir”

Julian Opie hazır Galerist’te işleriyle boy gösteriyor onu yakından tanımaya çalışmanın tam sırası… Opie’yle sanat dünyasında popüler olmanın artısını ve yine artısını konuştuk….

Ayşegül Sönmez

Türkiye çağdaş sanat pazarında çok yenisiniz. Aslına bakarsanız bu pazar çok taze bir Pazar. Türkiye ve sanat sahnesi hakkında ne biliyorsunuz?
Çok az korkarım. Bu çok yeni bir ilişki, sanırım öğreneceğim çok şey var.
İngiliz bir sanatçı olarak Damien Hirst’ün geçtiğimiz Eylül müzayede deneyimiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Önemli bir olay mıydı sizce?
Beni çok az ilgilendiriyor, ya sizi?
En son Fransız eleştirmen Catherine Millet ile söyleşi yaptım. Çağdaş sanatın hiç olmadığı kadar ticari olduğunu söyledi. Katılıyor musunuz?
Pek ihtimal dahilinde değil, her neyse, ne demek istediğini anlamadım.
Popüler bir sanatçı olarak bunun diyalektik olarak olumlu ya da olumsuz bunun sizi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
Tam olarak ne demek bu? Bence daha da popüler olmalıyım.
Sizce çağdaş sanat ne demek? Nasıl tanımlarsınız?
Şu anda yapılmakta olan sanat…
Sanatta popülerite üzerine düşünür müsünüz?
İnsanlarla iletişim içinde olmak benim için sanat demek zaten… Ne kadar çok insanla iletişim kurarsam o kadar iyi… Tabii ki ödün vermemek kendi yolumdan şartıyla… Ben uçtuğum zaman bakıyorum yere ve ne kadar çok insanın aşağıda olduğunu anlıyorum.. Aslında o kadar çok insan var ki iletişim kurmak imkansız her biriyle… Sanat sonuçta kitle iletişimi için iyi bir araç değildir. Ben bir CD aracılığıyla müze ya da galeri şovlarımdan daha yaygınlaştım. Bu tamamdır ama öte yandan hiçbir zaman müzedeki sergime ya da galeridekine kaç kişi gelmiş saymadım. Kaç kişi gerçekten geldi ve baktı sonuçta? Ben ciddi bir emek harcıyorum anlaşılır bir katalog yapmak için ve kullanıldığını görmek harika. www.julianopie.com
-Sizce popüler bir sanatçı olmak yanlış mı anlaşılıyor?
Sanatçılar bir şeyler yapmak ister ve bunları gösterir. Bunu yapmasanız bile sanat sanattır. Belki de sizin popüleritenin sanatta ne olduğuyla ilgili bir sorununuz var. Bir tarifiniz var mı? Bu popülist sanattır, bu değildir ayrımı yapmak çok imkansız. Böyle bir ayrım yok sanırım. Bir takım insanlar var sanat yapıyorlar ve bunu gösteriyorlar. Bu doğal bir insan aktivitesi. Ben Mısır sanatına çağdaş bir sanat olarak bakıyorum. Mısır sanatı popülist mi?
Peki sanatınız giderek daha çok yaygınlaşması, genişlemesi size kendinizi nasıl hissettiriyor? Nerede bitebilir, daha genişler mi?

İşlerin dünyanın dört bir yanına gitmesi heyecan verici. Zaten üretimi destekleyen bir durum bu… Düşünmek, çizmek, sorun çözmek, araştırmak… Olasılıklar üzerine düşünmek…Bir arkanıza bakarsınız atölye yine doludur. Bu kadar yaygınlaşmanın bir iyi tarafı işlerimin üzerine düşünmemi, tekrar onlara bakmamı sağlıyor. Ayıltıcı… Meydan okumanızı sağlıyor.Yalnız olmadığınızı gösteriyor öte yandan… Ben on iki yaşımdan beri çizim yapıyorum. Sonunda heykeller yapıyor oldum sahilde kumdan ve yeni işler tasarladım. Bir kariyerden çok benim dünyayla baş etme biçimim bu… Canlı olarak bir bilgisayar oyununu bağımlılık gibi… Hiçbir zaman tam olarak yanıt alamıyorum ama yeni sorular ediniyorum. Dolayısıyla da sanat yapma biçimim hep değişiyor.
Tam resim tam heykel olarak tanımlanmayabilir yaptıklarınız. Siz nasıl tanımlarsınız?
Hiçbir zaman ayrımlarla ilgilenmedim. Ben mümkün ve heyecan veren sanatı yapmaya çalışıyorum. Nasıl ve neden yapıldığı başka bir tercih, renk ya da sanat nesnesi gibi…
Resimden bir araç olarak beklentiniz nedir?
Öyle baştan bir beklentim yok her biri bir mücadele ve bir yolculuk.
Peki bir heykelden bir araç olarak beklentiniz nedir?
Öyle baştan bir beklentim yok her biri bir mücadele ve bir yolculuk.
Sanatta ve hayattaki ustalarınız kimlerdir?
Ben kendi kendimin ustasıyım.Benim üniversitedeki hocam Micael Craig Martin’di. İşe bakın o da Gallerist’de sergi yaptı.
Peki sevdiğimiz yazar ya da kuramcı?
Raymond Carver, Tolstoy, Murakami, Sue Grafton, Raymond Chandler… Yeni şöyler okumaya bayılırım. Hiç kurgu olmayan işleri okumayı sevmem. Tarih severim, kurgu severim.
Sanat kuramı ya da estetik üzerine okur musunuz makaleler?
Asla.
Bugün estetikte yaşanan en büyük sorun nedir sizce?
Açıkçası bilmiyorum…
-Gerçeklik hızla dönüşmüyor mu? Mesela sizin bilgisayar oyunlarına ilginiz?
Bilgisiyar oyunları ilginç ve sanat gibi bir deneyim sağlıyorlar. Bir resme girmek… Ve resimli o oyun mekanına girdiğiniz zaman gerçekliğe denk bir mekan burası… Bu boşluğun tadını çıkarmak elinizde çünkü sahte olduğunu biliyorsunuz. Çok heyecan verici. İlk 3D oyunları çıktığında acayip oynuyordum. Ben de kendi oyunlarımı yaptım, kendi manzaralarımı yarattım. Tom. Raider’i buldum sonra ve hayatım değişti. Şu sıralar oyun oynayacak vakit bulamıyorum ve suçluluk duyuyorum. Nişanlım ve ben, özellikle driving oyunları seviyoruz. Online oyunları ise sevmiyorum. Sonuçta sanat, yalnız başına yapılan bir aktivitedir.
Eğer kariyerinizi başlatmanızı istesem nereden başlatırdınız ve kiminle?
Sanırım, annemin desen alışkanlığı kazandırması, sanat tarihiyle tanıştırması. St.Ives Okulu işte Henry Moore, Barbara Hepworth ve Ben Nicholson… Tabii ki babamın mimari, tasarıma duyduğu takdir ve konsantrasyona verdiği önem.

No comments: