Çıplak gözle iki fotoğraf 04/02/2007 Birgün


Ayşegül Sönmez




Çıplak gözle, iki fotoğraf

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, BirGün köşe yazarı Hrant Dink'in katili Ogün Samast'nn yakalandığı gün, Star gazetesinde bir fotoğraf yayınlandı. Hakkında yapılan araştırmalar sonucu yetkililerce ıooo yıllık bir Türk ailesinden geldiği söylenilen Samast, Türk bayrağı ve "vatan toprağı kutsaldır" sözünün önünde bir kahraman edasıyla bakıyordu.

Fotoğrafın yayınlanmasıyla bazı gazeteciler, fotoğrafın İstanbul Emniyet Müdürlü-ğü'nce çekilip dağıtıldığını belirten yazılar yazdılar. (Ergun Babahan / Sabah) Fakat daha sonra fotoğrafın Samsun'da çekildiği anlaşıldı. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı, Samsun'da çekildiği anlaşılan fotoğrafı kimin çektiğini bulmak için bir mülkiye müfettişini Samsun'a gönderdi. Ne var ki Samsun emniyeti de jandarması da fotoğrafı biz çekmedik açıklamasını yaptı. Ancak fotoğrafın Samsun Emniyet Müdürlüğü'nce çekildiği belirlendi.

Fotoğrafı Samast'ı yakalayan jandarmanın onu emniyete teslim ederken terör şubesinde çektiği iddia edildi. Birkaç gün sonra, TGRT kanalında bu çekimin tüm ayrıntılarını gösteren bir video yayımlandı. Böylelikle iddialar doğrulandı. Videoda Samast'a saçını fotoğraf çekimi için düzeltmesini öneren jandarmalar, Samast'la bir de hatıra fotoğrafı çektirmekten kendilerini alıkoymuyorlardı. Video, fotoğraf çekiminin içeriğine ilişkin her türlü ayrıntıyı gözler önüne seriyordu.

Samast üzerinde devletin güvenlik birimlerinin birer image-maker (imaj yapımcısı) gibi çalışarak onu milli bir kahraman gibi tesis ettikleri fotoğraf üzerine uzun uzun düşünmek gerekiyor. Bu tesis edilmeye çalışılan milli kahraman imajının aracı durumuna düşen fotoğrafın kendisi üzerine de onun neyi tesis, neyi yerle bir etme gücüne sahip olduğunu da hatırlamak gerekiyor.

SİSTEMLİ VE ÖRGÜTLÜ OLANA BAKMAK
Samast'a fotoğraf aracılığıyla tasarlanan bu imajdan, bu yeniden / üretimden, çoğaltımdan ürkmek, bu kısa zamanda gerçekleşen 'vatanperver yaratıcılık ope-rasyonu'nun açık ettiği sistemli, örgütlü bilinci görmek gerekiyor.

Bir katilden bir kahraman yaratma çabasının bir kez daha yaşandığı şu günlerde işin içine nasıl bu kez görüntü çoğaltma aygıt avantajı farkının katıldığına da tanık oluyoruz.

Sabahattin Ali'nin duruşmaları sırasında da katil, vatansever duygulardan ötürü işlediğini söylediği cinayet yüzünden sadece dört yıl hapis cezasına çarptırılmış. Duruşma boyunca Ali'yi, Ruslarla, Bulgarları Türkiye'ye getireceğinden dolayı öldürdüğünü ağlaya ağlaya anlatmıştı. ('Bir gün Türkiye'ye Bulgarlarla, Rusların geleceğini düşünerek deli gibi oluyordum.' Ant Yayınları Sabahattin Ali Dosyası - Kemal Sülker, 1968)

Bu gün artık Sabahattin Ali davasının yaşandığı günlerden daha teknolojik çok araçlı bir dönemden geçmekteyiz. Herkesin görüntü çoğaltma ve bu görüntüyü hızla dolaşıma sokma imkânına sahip olduğu bir dönemden... Ne var ki çoğaltılan imgenin, Samast'ın kahraman fotoğrafının okumasını yapmak için bir yüzyıl öncesine gitmek, aslında araçların değişmesine rağmen hiçbir şeyin değişmediğini görmek mümkün.

Yüzyıl başında Walter Benjamin, Pasajlar'da faşizmin, yeni oluşan, proleterleşmiş kitleleri, bu kitlelerin ortadan kaldırılmasını istediği mülkiyet ilişkilerine dokunmadan örgütleme çabasında olduğunu yazar.

"Faşizm kurtuluşunu, kitlelerin kendilerini ifade edebilmelerini sağlamakta bulmaktadır."

Benjamin bu satırların sonuna bir dipnot düşerek konuyu daha da açar:

"Faşizm, kendi içinde tutarlı olarak, politik yaşamın estetize edilmesini amaçlar. Faşizmin bir liderin kültüyle boyunduruk altına aldığı kitlelerin ırzına geçilmesiyle yine faşizmin değerlerinin üretilmesi için yararlandığı bir aygıtın ırzına geçilmesi birbiriyle örtüşmektedir."

Samast'ın kahramanlık fotoğrafına Benjamin'in sözleri üzerinden bir kez daha bakılmalıdır. Samast'ın bayrak önündeki imgesi, hem fotoğraf denilen 'aygıt'ın hem de kitlelerin faşizmin değerlerinin üretilmesi için ırzına geçilmesinin birbiriyle örtüştüğünü gösteren imgenin ta kendisidir.

Bu imge, bu cinayetin örgütlü yüzüne dair hem ideolojik hem de fiziksel tüm katmanları görünür kılmaktadır. Samast, bu fotoğraf aracılığıyla çoğaltılan görünümüyle, düzeltilen saçı, eline tutuşturulan daha sonra yanına da taşıması için verilen bayrağıyla faşizmin öznesi konumunda nesnesi haline gelmektedir. Benjamin'in bir yüzyıl önce dediği gibi "faşizm, koşullarını konserve etmekte, bu koşulların konserve edilişini sözü edilen kitlelerin ifadesi kılmak peşindedir."

DİNK'İN İMGESİ, 'PERFORMANS' OLDU
Öte yandan Hrant Dink'in üzerinde gazete kağıdı ile yüzü koyun yattığı cesedinin fotoğrafı, Samast'ın nesneleştirildiği bu koşullara karşı direnmemizi sağlayacak tek imgedir.

Geçtiğimiz hafta Çıplak Ayaklar Kumpanyası tarafından bir performans olarak yeniden üretilen bu imge, Samast'ın kasıtlı olarak yanlış bilgi ileten, nihai ve biricik görünümü altında ideolojiyi, yalanı dolaşıma sokan, rasyonalize eden imgesinin tersine, o imgeye kafa tutacak tarihin tekeline karşı koymamızı sağlayacak gücü bize verecek imgenin ta kendisidir.

John Berger'in deyişiyle eğer fotoğraflar, görünümlerden çeviri yapmıyorlarsa, onlardan alıntı yapıyorlarsa, Dink'in imgesi, bize bıkmadan usanmadan yalanı değil, gerçeği, çıplak gerçeği alıntılayan fotografik imgenin de kendisi olacaktır.




No comments: